Merkezde
Sorunu sor hemen cevaplansın.
merkezde teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- center
- merkez
- centre
The giraffe cannot swim because its centre of gravity is so high that it would topple over.
-Zürafa yüzemez çünkü ağırlık merkezi çok yukarıda olduğundan baş aşağı döner.
Protestors rallied in a last-ditch effort to save the medical centre from closing down.
-Protestocular tıp merkezini kapanmaktan kurtarmak için son bir gayretle yürüdüler.
- merkez
- headquarters
I didn't visit the headquarters of Twitter.
-Twitter'ın genel merkezini ziyaret etmedim.
Our company's headquarters are in Tokyo.
-Şirketimizin merkezi Tokyo'dadır.
- merkez
- center
The goal of the center should be to train young people from other countries within a specific time period.
-Merkezin hedefi, diğer ülkelerden gelen gençleri belli bir zaman aralığında eğitmek olmalıdır.
The eye of a hurricane is its center.
-Bir kasırganın gözü onun merkezidir.
- merkez
- heart
- merkezde olan
- central
- merkezde olmak
- to run along (certain) lines, be of (a certain) nature: Fikirlerim bu merkezdedir. My thoughts run along these lines
- merkezde toplamak
- center
- merkezde toplamak
- centralize
- merkezde toplamak
- centre [Brit.]
- merkezde toplanmak
- be centralized
- merkezde toplanmak
- centre [Brit.]
- merkezde toplanmak
- center
- merkez
- {i} hub
Do you come from your hub?
-Kendi merkezinizden mi geliyorsun?
Zurich is considered to be a major financial hub.
-Zürih önemli bir finans merkezi olarak kabul edilir.
- merkez
- focal
- merkez
- navel
- merkez
- bosom
- merkez
- registered office
- merkez
- hub of
- merkez
- center point
Every beloved object is the center point of a paradise.
-Her sevgili nesne, bir cennetin merkez noktasıdır.
- merkez
- central
Is the central heating warm enough in the winter?
-Merkezi ısıtma kışın yeterince ısıtıyor mu?
Would you please meet me at Yaesu central gate of Tokyo Station on Monday, May 10th at 3:00 p.m.?
-On Mayıs öğleden sonra üçte, pazartesi gün beni Tokyo İstasyonunun Yaesu merkez kapısında karşılar mısın?
- merkez
- nerve center
- merkez
- home base
- merkez
- core
- merkez
- administrative centre
- merkez
- kentron
- merkez
- centrum
- merkez
- focus
- merkez
- station
There is a station in the center of the city.
-Şehrin merkezinde bir istasyon var.
This road will lead you to the station and the city center.
-Bu yol seni istasyona ve şehir merkezine götürecek.
- merkez
- chief office
- merkez
- base
The Chicago Cubs are a professional baseball team based in Chicago, Illinois.
-Chicago Cubs, Chicago, Illinois merkezli bir profesyonel beyzbol takımıdır.
Corsairfly is an airline based in Paris.
-Corsairfly, Paris merkezli bir havayoludur.
- merkez
- central office
- merkez
- arterial
- merkez
- omphalos
- merkez
- seat
- merkez
- artery
- merkez
- center on
- merkez
- head office
The firm has its head office in Osaka.
-Firmanın Osaka'da merkez ofisi var.
Our head office is in Boston.
-Bizim genel merkezimiz Boston'dadır.
- merkez
- centerline
- merkez
- centric
- merkez
- centrically
- merkez
- centrical
- merkez
- on center
- bu merkezde
- 1. in this sense, to this effect. 2. more or less like this
- merkez
- headquarters, main office (of a firm)
- merkez
- centre [Brit.]
- merkez
- (Hukuk) centre, registered office, seat, headquarters
- merkez
- governmental administrative center (for a region)
- merkez
- centre, center; headquarters, central office, head office; administrative centre; police station karakol
- merkez
- origin
- merkez
- exchange
New York is the center of the stock exchange in America.
-New York Amerika'da borsanın merkezidir.
- merkez
- hotbed
- merkez
- center,centre
- merkez
- root
- merkez
- omphaloe
- merkez
- center (centre)
İlgili Terimler
merkezde teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
- MERKEZ
- (Osmanlı Dönemi) (Rekz. den) Bir şeyin ortası. Vasat. Yol. Durum, vaziyet. Hal, suret
- MERKEZ
- (Osmanlı Dönemi) Şubeleri bulunan bir teşkilâtın idâre olunduğu ve emir veren yeri, makamı. Bir şeyin en işlek yeri. Teşkilât olan yerin en yüksek makamı
- MERKEZ
- (Osmanlı Dönemi) Geo: Dairenin orta noktası. Çaplarının kesim noktası
- Merkez
- (Osmanlı Dönemi) KÜRSİ
- Merkez
- özek
- Merkez
- üs
- merkez
- Bir işin öğretildiği yer
- merkez
- Belirli bir yerin ortası
- merkez
- Bir işin yoğun olarak yapıldığı yer: "İki harp esnasında, burası kolay kazançların, vurgunculuğun en işlek merkezlerinden biriydi."- Y. K. Karaosmanoğlu
- merkez
- Bir kapalı eğrinin veya bazı çokgenlerde köşegenlerin kesişme noktası
- merkez
- Bir ülkenin, bölgenin veya kuruluşun yönetim yeri
- merkez
- Polis karakolu
- merkez
- (Osmanlı Dönemi) bir şeyin ortası, bir şeyin en işlek yeri
- merkez
- Biçim, durum, yol
- merkez
- Bir işin yoğun olarak yapıldığı yer
- merkez
- Bir dairenin veya bir küre yüzeyinin her noktasından aynı uzaklıkta bulunan iç nokta, özek
- merkez
- Polis karakolu: "Sizi merkezimize gönderip tevkif ettireceğim."- A.Gündüz
İlgili Terimler
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.